Raşitizm Nedir – Belirtileri Nelerdir
RAŞİTİZM Hayatın ilk yıllarındaki büyüme sırasında kemikleşmeyi ve mineral metabolizmasını etkileyen iskelet gelişimi bozukluğu. Kalsiyum tuzlarının organizmada yeteri kadar bulunmaması sonucunda kemikler gelişemezler, normal sertlikte olmadıkları için de gövde nin ağırlığının etkisiyle kolayca şekil bozukluk larına uğrayarak eğilirler.
Bu hastalık çok eski çağlardan beri bilinmekle beraber ilk olarak Glisson adında bir İngiliz doktoru tarafından 1650 yılında tanımlanmıştır
Raşitizme soğuk, nemli, yeteri kadar güneş görmeyen kuzey Avrupa (İngiltere vb.) ve Ku zey Amerika ülkelerinde, Akdeniz ülkelerine göre daha çok rastlanmakıadır. Tropikal bölgelerde raşitizm yoktur. Kutup bölgelerinde yaşayanlar yeteri kadar güneşten yararlanamadıkları halde fok yağı. D vitamini içeren besinler ve morina balığı ile beslendiklerinden raşitizm hastalığına yakalanmazlar Öte yan dan raşitizm yeteri kadar besin alamayanlarda ve büyük yerleşme merkezlerinde daha yaygındır.
Yeteri kadar güneş alamama, sis, nem, duman, sağlığa pek elverişli olmayan yerleşme merkezleri, yeteri kadar beslenememe raşitizmi hazırlayan dış etkenleridir Aynca raşitizmi hazırlayan iç etkenler de vardır. Bu iç etkenlere örnek olarak yaş, kalıtım, anneden alman bir mikrop, erken doğum, ikizlik, annenin bazı hastalıklara yakalanmışken çocuk doğurması gösterilebilir.
Raşitizm genellikle yeteri kadar beslenmemiş küçük çocuklarda görülür. Buna karşılık 8-10, 14-17 yaşlan arasında görülen büluğ çağı raşitizmi de vardır. Öte yandan ilk dört ay içinde görülen erken raşitizme de rastlanır. Yaşın önemine karşılık raşitizm konusunda cinsiyetin hiç bir etkisi yoktur.
Kalıtımın raşitizm açısından önemi büyüktür. Çünkü raşitizm hastalığına yakalanmış olan anne babanın çocukları da genellikle bu hastalığa tutulurlar.
Annenin beslenme bozukluğuna yol açan ivegen hastalıklara (frengi, verem, ivegen sıtma) yakalanmış olması, ya da zor doğum yapmış olması sonucunda da çocukta raşitizm görülebilir.
Erken doğum da dölütün tam olarak gelişmesini önlenebileceğinden raşitizme yol açabilir. Annenin doğumdan önce, sıtma, verem, mide ve bağırsak yangılanması, cilt yangılanması, kızamık vb. gibi hastalıklardan birisine yakalanmış olması da çocuğu etkiler ve raşitizme yol açabilir. Nihayet ikiz doğumlarda da raşitizme rastlanır.
İç ve dış etkenler sadece hastalığa elverişli bir ortam hazırlarlar. Bunun dışında raşitizmin gerçek nedeninin araştırılması gerekir; gerçek neden D vitamini noksanlığıdır. D vitamini eksikliğine yol açan çeşitli etkenler vardır. Ton, morina, yayın, yılan balığı, domuz karaciğeri, hayvani yağlar, yağlı etler, yağ, süt, mantar vb. gibi D vitamini içeren besinlerin yeteri kadar alınmaması D vitamini yetersizliğine yol a- çar. Bağırsak çeperinin yapısal ve işlevsel bozukluğu veya yeteri kadar safra salgılanmaması sonucunda besinlerdeki D vitamini veya D vitaminini oluşturan maddelerin kana karışmaması da D vitamini noksanlığına yol açar. Besinlerle alınan ve D vitamini, oluşturan maddelerin güneşin mor ötesi ışınımlanmn biyolojik ve kimyasal etkisiyle yeteri kadar D vitaminine dönüşememesi de D vitamini yokluğunun bir başka nedenidir. Nitekim güneşten yeteri kadar faydalanamayan kuzey Avrupa ülkelerinde raşitizm hastalığına, Akdeniz ülkelerine, subtropikal ve tropikal ülkelere oranla daha fazla rastlanılmaktadır; bunun gibi nemli, havanın maden ve fabrikaların çıkardığı dumanlarla kaplı olduğu bölgelerde güneşin mor ötesi ışınlan rutubet veya havadaki tozlar tarafından soğurulduğu için raşitizm daha yaygındır.
Organizmada vitamin oluşmasını engelleyici etkenler de bu konuda rol oynarlar. Bu etkenler D vitamininin biyolojik etkisini tesirsiz hale getirdikleri veya organizmanın gereksinmesini çoğalttıklan için D vitamini eksikliğine yol açarlar.
En son bilgiler de D vitamini eksikliğinin mutlaka raşitizm hastalığının oluşmasına yol açtığını doğrulamaktadır. Kalsiyum ve fosforun organik metobolizmasında oluşan ve bu iki elementin bağırsak çeperlerinden soğurulmasını kolaylaştıran ve kandaki yoğunluğunu ayarlayan D vitamininin hiç bulunmaması veya çok az bulunması, kandaki iyon dengesini bozar Normal bir kişinin kanında kalsiyum iyonları fosfor iyonlannın 2 katıdır Raşitizme yakalanmış birinde ise kalsiyum iyonları fosfor iyonlarının 3 katı olurlar. Daha sonra fosfor iyonlarında ve kalsiyum iyonlarında hafif bir azalma görülür. Kandaki kalsiyum ve fosfor iyonları arasındaki bu değişme sonucunda iki mineral element küçük çocuğun kemiğinde kalsiyum 3 fosfat olarak birikmezler; kemik dokusu dayanıklılığını yitirerek yumuşar ve bükülebLen bir nitelik kazanır. Özellikle gövdenin ağırlığını çeken ayaklarda, leğende ve belkemiğinde bükülme görülür.
Raşitizmin gelişmesinde raşitizm öncesi ve raşitizm dönemleri olmak üzere iki dönem vardır.
Raşitizm öncesi dönemde çocuk çabuk sinirlenir, hırçın olur, kolay ağlar. Süt çocuğunda iştahsızlık görülür. Çok terlediği için derisi ıslak ve soluk olur. Deri altındaki yağ tabaka a- zalır veya ödem sonucunda normalden daha fazla şişer. Hastabğın başlangıç döneminde kaslar körelir ve buna bağlı olarak atoni görülür. Bunun sonunda küçük çocuğun ayakta durup yürüyebilmesinde bir gecikme görülür. Bütün bunlardan başka bronşlarda sık sık nezle ve ağır sayılabilecek mide ve bağırsak yangılanması türünden rahatsızlıklar ortaya çıkar.
Raşitizm döneminde ise kemiklerde ve dişlerde yapı bozuklukları dikkati çeker. Genel durumda görülen yapısal bozukluklar raşitizm öncesi dönemde görülen rahatsızlıkların artmış türüdür. Hastanın benzi solar, deride sık sık fazla miktarda terlemenin yol açtığı ekzama ve benzeri hastalıklar görülür. Kaslar gittikçe küçülür. Kemiklerde görülen bozukluklar çeşitlidir. Kafatasında bıngıldaklar kapanmaz. Normal yapılı çocuklarda ön bıngıldağın 18-20 ay içinde kapanması gerekir. Raşitizme tutulmuş olan bebekte ise üç dört yaşına kadar kapanmaz. Art kafa kemiği kireçsizlik nedeniyle yumuşayarak parmakla bastırılınca içeri çöker. Kafa köşeli bir görünüm alır; kemik dokunun çoğalması sonucunda alın genişler ve çıkıntı yapar. Yüz kemiklerinde de değişiklikler olur. Damak kemiğinin büyümesi sonucunda rahatsızlık duyulur. Göğüs kafesinde, kaburga ile kaburga kıkırdağının birleştiği yerde iki dizi halinde oldukça sert düğümler oluşur. Belkemiği yumuşar. Fizyolojik etkilerle öne veya yana doğru kayabilir. Leğende oluşan şekil bozukluğu sonucunda üst pelvis kısmı daralır. Bu nedenle de bu rahatsızlığa yakalanmış bir kadın normal doğum yapamaz. Kol kemiklerinin uçlarında genişleme görülür. Bacak kemikleri de şekil bozukluğuna uğrayarak çarpılırlar. Dişler geç ve düzensiz çıkar, kolayca çürürler.
Raşitizm süreğen bir gelişme gösterir. Hangi döneminde olursa olsun hastalık tedavi edilebilir. Fakat zamanında tedavi edilmezse kemiklerde oluşan birçok şekil bozuklukları giderilemez.
Tedavi sırasında sağlık ve besin tedbirlerine riayet edilmelidir. Hasta loş, nemli, sağlığı bozucu ortamdan uzaklaştırılmalı, temiz hava bol ışık ve güneşten faydalanabileceği bir yere götürülmelidir. Küçük çocuğa süt verilmeli,
güneş banyosu yaptırılmalı ve D vitamini noksanlığını giderecek balıkyağı içirilmelidir. Ayrıca bol miktarda vitamin de verilmelidir. Birkaç haftalık tedaviden sonra kemiklerde kalsiyum miktarının arttığı röntgenle saptanabilir; zamanla, eğrilen kemikler doğrulur; şekil bozuklukları düzelir; bıngıldaklar kapanır çocuk normal bir şekilde gelişir.