Alerji nedir; Bazı besin maddelerinin, bazı kimselerde rahatsız edici belirtilere yol açtığı bilinir. Günlük yaşantıda karşılaşılan, kullanılan her türlü madde duyarlı kimselerde allerjiye yol açabilir. Bu yazıda allerji konusunda bilgi verilmekte, gelişmeler açıklanmaktadır.
Yiyecekler, evcil hayvanlar, çiçekler, kozmetikler, deterjanlar, elbiseler, mantarlar, tüyler, parfümler, lastik eşya, maden ve plastik’nesneler mücevherat, dar bir elbisenin vücuda baskısı, hatta sıcak ya da soğuk kısaca günlük hayata karışan her şey allerjiye yol açabilir. İnsanların yaklaşık olarak yüzde on kadarının allerjiye eğilimi vardır. Son yıllarda yapılmış olan incelemeler, allerji mekanizmasının, kalp romatizmasına ve doku nakillerinin başarısızlığına yol açabilecek kadar önemli olduğunu kesinlikle ortaya koymuştur.
Alerji Nedir?
1906’da Von Pirquet, azdırmaya yol açan maddelere normalden daha çok, ya da daha az tepki gösterilmesini belirtmek için allerji sözcüğünü kullanmıştır. Günümüzde bu sözcük ancak aşırı tepkiyi nitelemek için kullanılmaktadır. Allerji tepkisinin anafilaksi adı verilen duruma çok benzediği de yine son yıllarda anlaşılmıştır.
1898’de Richet, bağışıklık deneylerinde kullandığı laboratuvar hayvanlarında gördüğü bir tepkiyi tanımlamak amacıyle anafilaksi sözcüğünü kullanmıştı.
Bir canlı, enfeksiyona karşı, enfeksiyonun meydana getirdiği zehirli maddeleri etkisiz kılan bağışıklık cisimleri meydana getirerek tepki gösterir. Bu işlem çok kere, hayat boyunca sürecek bir bağışıklığa yol açar. Bu tür bağışıklık cisimleri olan bir hayvanın serumu, başka bir hayvana aktarılırsa, ikinci hayvanda da bağışıklık meydana gelebilir.
Bu deneyler yapılırken, ilk serum şırıngasının olumsuz bir sonuca yol açmamasına karşılık, 10-14 gün sonra aynı tür serumla yapılan ikinci şırınganın büyük çapta belirtilere sebep olduğu görüldü. Deney hayvanlarında nefes almada güçlük, burundan akıntı, gözlerde sulanma belirdi ve hayvanlar öl-düler. Bu deneylerin yapıldığı tarihten birkaç yıl sonra, histamin adı verilen bir madde bulundu ve bu maddenin şırınga .edilmesinin yukarıdaki tepkilere sebep olacağı anlaşıldı.
Sonradan yapılan incelemeler, histamin maddesinin vücutta da meydana getirildiğini ve incinmiş olan ciokulardaki «şok reaksiyonunun» oluşumunda önemli bir rol sahibi olduğunu gösterdi. Bu nedenle, histaminin kana salgılanmasını engelleyen ilâçlardan allerji tedavisinde yararlanılmağa başlandı. Büyük bir uygulama alanı olan bu ilâçlara antihistarninikler adı verildi.
Duyarlık ve Bağışıklık Cisimleri
Vücudun kendini korumak amacıyle bağışıklık cisimleri meydana getirmesiyle, allerji adı verilen aşırı tepki arasında gerçekten bir bağlantı vardır. Her bağışıklık cismi, bir etkene karşı özel olarak meydana gelmiştir. Vücut antigen adı verilen bu etkeni tanır ve antigenle birleşen bağışıklık cismi onu etkisiz hale getirir. Bazen vücut zararlı olmayan antigenlere karşı da bağışıklık cisimleri meydana getirir. Başka bir hayvanın serumuna karşı oluşan anafilaktik tepki olayı, o serumun proteinine karşı bir bağışıklık cisminin varlığının şiddetli belirtilere yol açmasının sonucudur. Allerji olayında, antigen alışılagelmiş bir hastalık mikrobu değildir. Vücut bu maddeyle ilk karşılaşınca, ona karşı bir bağışıklık cismi meydana getirmiştir. Bu nedenle, sonraki karşılaşmalarda allerjik tepki ortaya çıkar.
Antigenler genellikle orta boyda proteinlerdir. Proteinlerle birleşerek antigene benzer maddelerin oluşumuna yol açan ve böylece allerjinin ortaya çıkmasına sebep olabilen daha basit kimyasal yapılı maddeler de vardır. Birçok saç boyasında bulunan bir madde olan parafenildiamin bu tür bir maddedir. Bu niteliği nedeniyle ciddî deri tepkilerine yol açabilir. Antigenler etkileri açısından çok sınırlıdırlar. Bir hayvan türü için antigen olan bir madde, başka bir hayvan türü için zararsız olabilir. örneğin tavuk yumurtası albümini tavşanda anafilaksiye yol açtığı halde, civcivlere şırınga edilmesi, zararlı bir sonuç doğurmaz.
Bağışıklık cisimleri ilk defa 1936’da insan kan serumundan elde edilmişlerdir. Bunlar serumun gam- maglobülin denen protein bölümü içindedirler. Değişik tipte bağışıklık cisimleri tespit edilmiştir. Bu cisimlere immünoglobülin de denir; simgesi Ig’dir. Bunlar IgG, IgM ve IgA diye adlandırılan üç sınıfa ayrılırlar. IgG sınıfının antigenlerle birleşecek iki bağı, IgM sınıfının ise 5-12 bağı vardır. IgA sınıfı IgG’ye benzer ve sümüksü salgılarda, kan serumundan daha fazla oranda bulunur. Son yıllarda IgD ve IgE adı verilen iki yeni bağışıklık cismi daha bulunmuştur. IgE’nin görevinin ne olduğu anlaşılamamıştır: IgE’nin anafilakside rol oynadığı sa-nılmaktadır.
Allerjinin Oluşumu
Allerjinin ne olduğu ve nasıl meydana geldiği bilinmektedir. Bir antigenle ilk karşılaşmada bağışıklık cisimleri oluşmakta, vücut antigenle ikinci kez karşılaşınca, antigenle bağışıklık cisimleri arasında bir tepkime olmaktadır. Bu tepkime sonucu açığa çıkan histamin, allerjinin belirtilerinin çoğunun sebebidir. Bu tepki bütün vücutta yaygın bir şekilde gerçekleşirse anafilaktik şok adını alır ve solunumda güçlük, kaşıntı, ödem ve kan basıncında düşme görülür. Bir antigen vücut yüzeyinin sınırlı ve belirli bir yerinde bağışıklık cisimleriyle tepki yaparsa belirtiler aynı olur; ancak bütün vücudu kapsamaz, sadece bir yerde görülürler. Bu duruma anafilaksi denir. Halk tarafından allerji olarak nitelendirilen belirtilerin çoğu bu tür bir mekanizma ile oluşur.
Araştırıcılar bugün dört tip aşırı duyarlığın varlığını saptamışlardır; anafilaktik tepki bunlardan sadece birincisidir. İkinci tür tepkide bir hücrenin bir bölümünü ya da uzantısını meydana getiren antigenle, kandaki bir bağışıklık cisminin birleşmesi gerçekleşir. Bu birleşme sonucunda hücre incinecek ya da parçalanacaktır. Üçüncü tür tepkide, anti-Bgenle bağışıklık cisimleri arasındaki birleşme sonucu, erimeyen ve küçük kan damarlarını tıkayan Bbileşikler meydana gelir; bu da histamin salgılan- Bmasına yol açar. Bu tepki sonucunda kanama ve Bdoku incinmesi gerçekleşebilir. Dördüncü tür tepkieyse doku hücrelerinin duvarlarında antigeni an- Bdırır bileşikler oluşur ve polisakarit özelliğinde olan bu bileşikler, çok sayıda maden ve ilâçlara karşı allerjik tepkimeye yol açar. Bu tepkilere geç tepki ya da hücre tepkisi adları da verilir.
Allerji olayının psikolojik yönü de vardır. Sıkıntılı durumların allerjik bazı tepkileri güçlendirdiği bilinir, özellikle astım ve saman nezlesinde bu durum sık görülür.
Allerji Örnekleri
Saman nezlesi adı verilen hastalık gözlerin, burnun ve solunum borularının üst bölümlerinin sü- müksü zarlarını etkiler. Bu nedenle, gözler sulanır, burun kaşınır ve akar, hapşırılır, bazen baş ağrısı, depresyon, uykusuzluk ve sindirim bozuklukları da görülür. Bu belirtiler her yıl, belirli bir çiçek tozu tipi havadayken yeniden ortaya çıkar, ilkbaharda beliren saman nezlesinin nedeni, ağaçlarda açan çiçek tozları, mayıstan yaz sonuna kadar beliren saman nezlesinin nedeniyse daha çok küçük bitki ve çiçeklerin tozlarıdır. Sonbaharda yetişen bitki ve hasat alanı tozları da bazı kimselerde saman nezlesi oluşumuna yol açabilir.
Bir kimsede saman nezlesi erginliğe kadar belirmeyebilir. Saman nezlesi olanların çoğunun aile üyelerinde şu ya da bu nesneye karşı allerji vardır. Bu tür allerjisi olanların yapabilecekleri en iyi şey, allerji duydukları çiçeklerin ve otların bulunmadığı bir bölgeye taşınmak ya da fazla nemin havadaki toz taneciklerini azalttığı deniz kenarına gitmektir. Ayrıca antihistaminik ilâçlardan da yararlanılır. Bu ilâçların sqkıncası, sersemlik ve çalışmayı engelleyici etki göstermeleridir.
Daha aşırı durumlar için hekimler duyarlığı azaltma işlemini salık verirler. Bu amaçla, allerjik kimsenin kolunda ya da sırtında ufak çizikler meydana getirilir; allerjiye yol açabilecek maddelerden hazırlanmış olan eriyikler bu çiziklere sürülür. Kızartı ve kaşıntıya yol açan madde allerji duyulan maddedir. Bu maddeden yapılmış olan eriyikler o kimseye belirli sürelerle gittikçe çoğalan miktarlarda şırınga edilerek o kimse bu maddeye alıştırılır. Genellikle allerji 5-15 dakikada ortaya çıkar. Deride histamin salgılanması, bir kabartının oluşumuna yol açar. Bu kabartı içinde, kan damarcıklarından dışarı sızmış serum ve akyuvarlar bulunur. Bu kabartının çevresi de kan hücumu nedeniyle kızarır. Geç tepki ise yavaşça 24-72 saat sonra ortaya çıkar.
Allerji duyulan maddeyi bulmak amacıyle, bu maddelerin deriye bir flasterle tutturulması yönteminden de yararlanılabilir. Deri testleri olumsuz sonuç vermişse, bunlardan bazıları göze de damlatılarak kızartı ve kaşıntıya sebep olup olmadıklarına bakılır. Bu maddeleri solunum borucuklarına da ulaştıracak aerosol spreyler vardır; ancak, bu test şiddetli tepkilere yol açabileceğinden çok dikkatli olunmalıdır.
Allerjiye alıştırma işlemi, mevsime bağlı allerjilerde, allerjinin belirme zamanından en az iki ay önce başlamalıdır. Bütün yıl boyunca devam eden allerjilerdeyse iğnelere belirli aralarla bütün yıl devam edilir.
Astım Belâsı
Evlerde bulunan toz içinde, allerjiye yol açtığı ancak 1967’de anlaşılmış olan minicik bir böcek vardır: Dermaphagoides pteronyssinus. Bu böcek ve dışkıları çok ufak olduklarından solunan havayla ciğerlere kadar ulaşır ve çiçek tozlarının yol açtığı-na benzer bir bağışıklık tepkisine yol açarlar. Bu yaratıklar şilte, yatak yüzleri, halı gibi hafif nemli ve tozlu, sıcak yerlerde gelişirler. Bu nedenle birçok astımlının kendi evinden hastaneye gitmesinin bile çok olumlu bir düzelme sağladığı dikkati çeker.
Astım çok kere, bronş adı verilen solunum boru- cuklarının saman nezlesidir. Ortaya çıkan allerjik tepki, saman nezlesinde görülene benzer. Histami- nin solunum borucuklarında salgılanması, buranın sümüksü zarında şişmeye borucukların çevresindeki kaslarda kasılmaya yol açarak solunma işlemini güçleştirir. Bu ara akciğerlerde aşırı salgı da birikeceğinden vücudun gerekli yerlerine yeterli miktarda oksijen ulaştırılamayabilir. Bu durum hastanın morarmasına yol açar. Toz ya da çiçek ürünlerine karşı tepki olarak meydana gelmiş astıma ekstrensek (dışardan gelen etkiyle oluşmuş) astım denir; vakaların yüzde ellisinde neden budur.
Ent- rensek astım ise içerden gelen bir nedene tepki olarak meydana gelen astımdır. Bu, çok kere vücutta bulunan bir mikrobun ürünlerine karşı oluşmuş allerjinin sonucudur. Çocukluk çağında başlayan astım, genellikle besin maddelerine karşı oluşmuş allerjinin sonucudur. Bebeklerin içtikleri sütün solunum borusuna kaçması sonucu ciddî bit’ allerjinin meydana gelebileceğine ve hatta bebeklerin ölümüne bile yoı açabileceğine inananlar vardır. 10-40 yaşları arasında beliren allerji, genellikle solunum yoluyle alınan allerji yapan maddelere karşı oluşmuş bir tepkidir. Bu yaşlardan sonra ortaya çıkan allerji, çok defa enfeksiyona karşı oluşmuş bir al- lerjidir.
Saman nezlesinde olduğu gibi, astımda da kalıtımsal etkenler rol oynar. Astımlıların yüzde otuzunun aile bireylerinde çeşitli nesnelere karşı allerji vardır. Duygusal durumlar da bu hastalıkta rol oynar ve astımlılar arasında kronik endişe sık görülür. Ancak bu endişenin hastalığa yol açan bir etkeni mi, yoksa hastalığın sonucu mu olduğu belli değildir.
Mantar Hastalıkları ve Besin Allerjisi
Astıma benzer belirtiler diğer bazı hastalıklarda da görülür. Solunum borucukları ve akciğer enfeksiyonlarında mantarların sebep oldukları hastalıklar bunlar arasındadır. Bu hastalıklarla allerji arasındaki fark, bir mikrobun bulunabilmesi ve onu giderecek ilâcın kullanılması sonucu belirtilerin ortadan kalkmasıdır. Ancak, bağışıklıkla allerji arasında o derece yakınlık vardır ki, bu ayrımın ya-pılması kolay değildir. Saman ya da çürümüş köklerde bulunan mantarların sporlarının solunması sonucu, çiftçilerde bir tür allerji görülebilir.
Ateş yükselmesi, kas ağrısı ve solunum güçlüğü, etkenin solunmasından birkaç saat sonra meydana gelir ve belirtiler birkaç hafta sürebilir. Kuş besleyenlerde kuş tüylerinin solunulması neticesinde yine bu tür bir allerji görülebilir. Pamuk tozlarının solunması sonucu beliren tepkiye bissinosis, şekeri alınmış şeker kamışı tozuna tepkiye bagassosis denir.
Besin maddelerine karşı olan allerji çok kere dikkati çekmez. Aşırı kaşınmaya yol açan deri kabarcıklarının nedenleri arasında bu tür allerji önemli bir yer tutar. Çilek gibi meyveler, fındık, fıstık, çikolata, yumurta, çeşitli tahıllar, istiridye, süt sık sık besin allerjisine yol açarlar. Penisilin, aspirin, barbiturat tipi ilâçlar da allerji sebebi olabilirler. •Aşı yapılması için kullanılan hayvan serumları, insanda allerji nedeni olabilir. Bu durumlarda böcek ısırığını andırır bir kabartı ve kaşıntı görülür. Yaygın ve geniş alanı kapsayan kabartılarda kaşıntı daha azdır. Bu tepki solunum borusu başlangıcında gerçekleşirse, ani boğulmaya bile yol açabilir. Mi- de-bağırsak sisteminde gerçekleşirse kusma, ishal ve şiddetli karın ağrısına sebep olur.
Bu konuda yapılan incelemeler besin allerjisinin, ailesinde allerjik bünyeli kimseler bulunan; sindirim borusunun mukoza zarı çok ince olduğu için kanlarına sindirilmemiş besinler karışan; karaciğer bozukluğundan şikâyet eden kimselerde daha yaygın olduğunu ortaya koymuştur. Besin allerjisinin meydana getirdiği rahatsızlıklar çok yaygındır; ancak bunları normal sindirim bozuklukları ile karıştırmamak gerekir. Besin allerjisinden söz edebilmek için, bir kişinin belirli bir besine karşı aşırı duyarlığının saptanmıs olması ve bu besini ne zaman yerse aynı rahatsızlıkla karşılaşması gerekir. Besin allerjisi, vücutta allerji yapan besin yenildikten hemen sonra başlayabileceği gibi, sindirimden birkaç saat sonra da başlayabilir.
Bu durumda tedavide belirtilerin giderilmesi amacı güdülür. Gereğinde antihistaminik ilâçlar kullanılabilir. Stereoid hormonlar ve kortikotropin de yararlı olabilir.
Deri Hastalıkları
Dermatit ve egzama denen deri hastalıklarının da allerjik olabileceklerine inananlar vardır. Gerçekten, allerji çocuklukta egzama, büluğ çağında saman nezlesi, erginlik çağında da astım olarak belirebilir. Bu rahatsızlıkların nedenleri çok kere, kendileri allerji yaratmadıkları halde, bir proteinle birleşerek bu tür tepkilere yo! açan basit yapılı kimyasal maddelerdir. Kumaşlar, endüstride kullanılan kimyasal maddeler, deterjanlar, cilâlar, boyalar, ve birçok madenler kontakt (dokunma) dermatitine yol açabilirler.
Burada tepki genellikle 24-48 saat sonra oluşur ve mutlaka vücudun bu etkene değdiği alanda görülmez, önce kaşıntı hissedilir. Bunu, birkaç saat sonra şişme izler. Sonra bu alandan serum sızması ve kabuk bağlanması görülür. Bu alan mikroplanmazsa, ya da etkenle temas kesilirse, bir iki hafta içinde iyileşme gerçekleşir. Tedavisi, kaşınma hissinin giderilmesi ve derinin iyileşmesi için gerekli desteğin sağlanmasından ibarettir. Antihistaminik- !er ve kortikotropinler kullanılabilir. Allerjik dermatit, birincil azdırmaya bağlı dermatitle karıştırılmamalıdır.- Birincil azdırmaya bağlı dermatitte bir bağışıklık cismi meydana gelmez; sadece deri, ona dokunan maddenin azdırıcı etkisiyle etkilenir.
Vücut normal olarak yabancı maddelere karşı bağışıklık- cismi meydana getirir. Fakat, bazı kimselerde vücut kendi öz dokularına karşı da bağışıklık cisimleri meydana getirmektedir. 1960’lardan beri otoimmun hastalıklar konusunda çoğalan bilgiler, bu hastalıklarda bu mekanizmanın geçerli olduğunu ortaya koymuşlardır.
Haşimoto tiroiditi adlı bir hastalıkta, vücut kendi kalkanbezi dokusuna karşı bağışıklık cisimleri meydana getirir. Erkeklerde kabakulak geçirildikten sonra meydana gelebilen erbezi yangısı ve kısırlığın, erbezine ya da sperma hayvancıklarına karşı oluşan bir bağışıklık cismine bağlanılabileceği ileri sürülmüştür. Romatoid artrit, bir enfeksiyondan sonra oluşmuş bir allerji sonucu olabilir, Lupus ery- tematosus hastalığında vücudun kendi hücrelerinin çekirdeklerine karşı kanda bir bağışıklık cismi oluşur. Deride yaygın bozuklukların görüldüğü bu hastalıkta zamanla böbreklerin bozulması ölüme yol açabilir.
Görüldüğü gibi, allerji yüzyılımızın çok yaygın bir sorunudur; meydana getirdiği rahatsızlıklar oldukça önemli olmakla birlikte, allerjiyle savasta sürekli olarak yeni başarılar sağlanmaktadır.
Facebook sayfamızı beğenmeyi unutmayın! Sağlık Kitabı Facebook
Merhabalar siten valla dikkat çekici, paylaşımların devamını bekliyorum
Merhaba herkese bu web sitesi gerçekten hayran bıraktı, sosyal medyada paylaştım
Selam herkese web siteniz süper ötesi hayran edici, tebrikler