Bebek yatağı nasıl olmalı; Süt çocuğu altı aylık oluncaya kadar beşikte yatırılır, daha sonra karyolaya geçirilir. Karyola beşikten daha uzun ve daha derindir. Gerçekte beşik kullanılması bir geleneğin sonucu olmaktan başka bir-şey değildir. Bebeği ilk günden karyolada yatırmakta hiçbir sakınca yoktur.
En uygun beşik çeşidi hasırdan ya da tahtadan bir sepettir. Beşiğin hiç sallanmayacak şekilde sabitleştirilmesi gerekir. Tekerlekli olması odadan odaya taşınmasını kolaylaştırır. Sepetin içi yıkanabilir, kolayca değiştirilebilir bir kumaşla döşenir. Yüksek bir noktadan aşağı sarkıtılan ve iki parçadan meydana gelen, parçaları beşiğin iki yanına düşen cibinlik de yararlıdır; ancak çok sık yıkanması gerekir.
Çünkü cibinlikler çok toz kaparlar. Çocuğun çabuk uyumasını sağlamak için beşiği sallamak oldukça kötü bir alışkanlık yaratır. Bebeğin kendini fizyolojik gereksinmelere uydurarak, normal yoldan uyumaya alışması en iyi yoldur. Sallanarak uyutulan çocuk uzun süre bu alışkanlığını bırakamaz.
Karyolanın her zaman temiz tutulabilmesi için paslanmaz madenden ya da cilâlı tahtadan yapılmış olması gerekir. Yanlar dikey çubuklu bir parmaklıktan meydana gelir. Bebek yatırılırken bu parmaklık indi lir, yatırıldıktan sonra tekrar yerine yükseltilir. Çubukların arası 10 santimden geniş olmamalıdır. Aralıklar geniş olursa çocuk başını dışarı çıkarır, sonra da geri alamayabilir. Bazı karyolaların kenarları pamuktan ya da dayanıklı bir iplikten yapılmış bir ağla kaplanmaktadır.
Bu ağlar bebek bir yaşına gelinceye kadar kullanılabilir. Daha sonra bebek bunu bir ip merdiven gibi kullanıp dışarıya çıkmaya uğraşırken düşebilir. Bu nedenle ağlar bu yaştan sonra kaldırılır. Karyolanın altında madensel bir kafes bulunur. Şilte ot kıtıktan, yünden ya da yapma süngerden olabilirse de, bazı bebekler ot kıtığa allerji gösterdiklerinden bugün çoğunlukla sünger şilte kullanılmaktadır. Şilte hafifçe meyilli konulmalıdır. Böylece, bebeğin başının biraz yukarıda tutulması sağlanır. Şiltenin üzerine bir muşamba konulacak olursa, bunu dört köşesinden tutturmak gerekir. Muşambanın büyüklüğü şilteninkini aşmalıdır. Muşambanın üzerine örtülecek çarşafın kenarları şiltenin altına sokulur.
Yatak genişliği fazla ise, çarşafın üzerine orta yere biraz daha ufak bir muşamba konulur ve çarşafı bebeğin altını her kirletişinde yıkamanın doğurduğu sakınca önlenir. Yatağın da üzerine çarşafla kaplanmış bir battaniye ya da yorgan konulur. Battaniye, mevsime göre, yün ya da pamuk olabilir. Ancak battaniye tek kat olmalıdır. Yani ufak bir çocuk battaniyesi kullanılmalıdır. Bebeğin üzerinin fazla örtülmesi terlemesine, sıcak nedeniyle vücut sıcaklığının yükselmesine yol açar. Çoğu zaman alışılagelmiş ilâçlara cevap vermeyen,’ana-babayı üzüp korkutan ateşlere böyle kalır, • yorgan ve battaniyeler kullanılması yol açar. Bazen çocuğun üzerinden tek bir battaniye kaldırmakla, ateş birden düşüverir.
Yastık alçak olmalıdır. Hiçbir zaman 4-5 santimden kalın yastık kullanılmamalıdır. Süt çocuğunun kısacık bir boynu olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Fazla yumuşak yastık da iyi değildir. Sıkıştırılmış pamuk ya da yapay sünger kullanılmalıdır. Yastık yüzünü su geçirmez bir kumaştan yapmalıdır. Yastığın boyunun şiltenin enine eşit olmasına dikkat etmelidir. Aksi halde, çocuğun başı yanlarındaki boşluklara düşer.
Çocuğun yatırıIış biçimine de önem vermek gerekir. Bebek yatağa, hem başı hem vücudu, yan gelecek biçimde yatırılmalıdır. Fakat hep aynı yana yatırılmamalıdır. Sürekli olarak bir tarafına yatırılan çocuklarda kafatası biçimi bozulması görülebilir. Bebekteki kafatası biçimi bozukluğu kendiliğinden düzelebilirse de, çocuğu bazen sağ, bazen sol yanına yatırmak doğrudur. Bebek hep aynı yana yatmakta direniyorsa, o yana çocuğun hareketiyle devrilemeyecek kadar ağır bir şey, örneğin bir kum torbası koyup vücudu ters yöne çevirmelidir.
Yatırma konusunda bir başka sorun da bütün anneleri korkutan kulak kepçesi biçiminin bozulması korkusudur. Kulağın kafatasına olan açısı, yani öne doğru esnek olması ya da arkaya çok yapışık olması, sadece kafatasına bağlanma biçiminden . ileri gelir. Yastıktaki duruşla hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle bir öne kıvrılma olsa bile, bu kendiliğinden yok olur. Doğuştan olan kulak çirkinliği düzeltilemez. Dıştan birtakım zorlamalar–la bu durumu değiştirmeye kalkmak boşuna olur.
Çocuk 10-12 aylık olunca uykusunda değişik biçimler almaya başlar. Bazı çocuklar yatağın içinde o kadar dönerler ki, başları ayak ucuna, ayakları baş ucuna gelir. Bu hareketlilik alışkanlık durumunu alırsa ve kış mevsiminde üşüyüp hastalanması tehlikesi belirirse bebeği belinden karyolaya bağlamak zorunlu olur. Tabii, belle karyolanın iki yanı arasındaki bu bağlar çok gergin tutulmaz, çocuğa bir dereceye kadar hareket serbestliği bırakılır. Başka bir çare de battaniyeyi şilteye çocuğa batmayacak şekilde iğne ile tutturarak: içinde az hareket edilebilir duruma getirmektir.
Bilekleri dar pijama ya da bütün tulum giydirmek de bu bakımdan yararlıdır. Böyle bir giysi hem çocuğa hareket serbestliği verir, hem de yatakta istediği gibi dönüp üzeri açıldığı zaman üşümesini önler. Genellikle bu tip giyecekler ilk çocukluk dönemıi bitinceye kadar giydirilir. Bunlardan sonra pijama ya da gecelik dönemine geçilir.
Günümüzde, daha kullanışlı oluşu yüzünden pijamalar kız çocuklarında da geceliklere tercih edilmektedirler.
Oturulan yerin büyüklüğü ve çeşitli koşullar uygunsa çocuğun ayrı bir odası olmalıdır. Bu oda ne kadar erken ayrılırsa çocuk için o kadar iyi olur. Bugün doğum-evinden getirir getirmez bebeği ayrı bir odaya yerleştiren aileler vardır. Ancak, yine de, çoğunluk, evde yer olsa da, ilk zamanlar çocuğu anne babanın yatağına yakın bir beşikte yatırmayı uygun bulur. Genellikle anneler, çocukları ayrı odada yatacak olursa, rahat uyuyamazlar. Bunun nedeni bebeğin gece ağlamasını du-yamamak tasası, kusar ve kendi kusmuğu ile boğulur korkusu vb. dır. Bunlar, elle tutulur temeli olmayan ürküntülerdir.
Selam herkese web siteniz gerçekten hoşuma gitti, şukuladım
selam arkadaşlar siteniz ciddiyim dikkatimi çekti, teşekkürler
Slm paylaşımınız inanki ilgi uyandırıcı, facebookta paylaştım
Merhaba web sitesi valla çok güzel, teşekkürler