Bebeklerde inek sütü kullanımı
Annenin sütünün çocuğuna yetmediği durumlarda, karma emzirmede başvurulan sütün inek sütü olduğu, çünkü öteki hayvan (eşek ve keçi) sütlerinin, bebeğin normal gelişmesi için daha az yararlı olduğu önceki bölümlerde görülmüştü. İnek sütü olduğu gibi, yani taze olarak ya da sterilize edilip şişelere doldurulmuş halde satın alınabilir. Bugün birçok ülkede bu sterilizasyon, yani mikroplardan arındırma işini çeşitli yöntemlerle yapan büyük süt firmaları vardır. Bunun dışında inek sütünü çeşitli yollarla süttozuna dönüştüren endüstri dalı da önemlidir.
Sütün geçirebileceği işlemlerin en basiti sterilizasyondur. Bundan biraz daha ileri bir aşama ise homogenleştirmedir. Homogenleştirilmiş süt, yağ hacmini azaltan küçük filtrelerden geçirilmiş süt demektir. İnek sütünün öteki hayvanların sütünden üstünlükleri olmakla birlikte, bileşimi ana sütünden ayrıdır. Bu nedenle ilk aylarda, birtakım uygun değişikliklerden sonra bebeğe verilmesi gerekir.
Yapılacak ilk iş süte su katmaktır. Çünkü inek sütü ile insan sütü arasındaki en önemli ve en tehlikeli ayrılık, inek sütün* deki protein miktarının yüksekliğidir. İnsan sütünde inek sütündekinin ancak üçte biri oranında protein vardır.
Bu protein fazlalığı ile maden tuzlarının fazlalığı bir leşince, inek sütü süt çocuğunda önemli hastalıklar yapar. Bu hastalıklar sırasıyla kokuşmalı sindirim bozuklukları ve ivegen gastroenterİt gibi mikroplu bağırsak hastalıkları olabilir. Süt çocuklarının besin sistemi bugünkü düzenine girmeden ve henüz sütün sterilizasyonu bilinmezken, mikroplu bağırsak hastalıklarına yakalanan çocuk sayısı pek yüksekti. O dönemde henüz ateşli hastalıklara karşı ilâçlar yetersiz olduğu için, ölüm sayısı da çoktu. Bu nedenle inek sü* tüne su katmakla içindeki proteinli madde miktarı da azaltılmış olur. Fakat, bu arada sütteki yağlar ve şeker de azalmış olur. Yağ azalması çok önemli değildir; çünkü insan sütünün dışındaki sütlerin yağlarının sindirimi çok güçtür. Bundan ötürü inek sütündeki yağların azalması süt çocuğunun sindirim olayına yardım eder. Fakat şeker zaten inek sütünde insan sütündekinden daha düşüktür. İnsan sütünde litre başına 67 gr., inek sütünde 46 gr. şeker vardır. Sulandırma sonucu daha da azalan şeker, süt çocuğunun ihtiyacına yetmez. İşte bu nedenledir ki, sulandırmadan başka ikinci bir işlem daha gereklidir. Bu da süte şeker katmadır. Süte kesme veya toz şeker (sakaroz), ya da malt ve dekstrin karışımı katılır. Bu son iki madde ilâç fabrikaları tarafından hazırlanır ve eczanelerde satılır.
Bu iki işlemde kullanılacak oranlar da iyi hesaplanmalıdır. Çocuk doğduktan 20 30 günlük oluncaya kadar, yani organizmasının her çeşit çalışmasında, bu arada sindirimde, en nazik olduğu sürede inek sütü çok sulandırılmalıdır. Ancak böylelikle bebeğin sindirim aygıtı inek sütünün proteinlerine dayanabilir, bunları özümleyebilir. Bu dönemde su ve süt karışımı yarı yarıya olmalıdır. Bu dönem geçtikten yani çocuk bir ayı doldurduktan sonra, süt oranı fazlalaştırılabilir; çünkü bebek artık inek sütünün yabancı proteinlerini sindirmeyi öğrenmiştir. Karışım üçte bir su, üçte iki süt olabilir.
İnek sütüne şeker katımı iki şekilde hesaplanabilir: Ya su ve süt miktarları toplamının % 5’i kadar, ya da süte katılan suyun % lO’u kadar şeker katılır, örneğin, 100 gr/lık bir mamada 50 gr. su, 50 gr. süt ve 5 gr. şeker vardır. Bu şeker tüm besinin % 5’i veya suyun % 10’udur. İkinci yol daha kesin ve daha bilimseldir. Çünkü bunda şeker, zamanla değişecek olan su miktarına bağlıdır ve su azaldıkça katılan şeker de azalır. Fakat, genellikle, uygulamada daha kolay diye, birinci yol seçilir; yani 100 gr. mamaya 5 gr. şeker katılır. Ancak, şeker katılmasını hesaplama yolları arasındaki ayrılık, besinin toplam kalori değeri üzerinde bir etki yapmaz ve sindirimi fazla etkilemez.
Üçte bir su, üçte iki süt rejimi bebek dördüncü aya girince azar azar değiştirilir; süt oranı yükseltilir. Bunu yaparken
daha önceki 100 gr/lık karışım eskisi gibi hazırlanır1 ve buna ara sıra su katılmamış
10 gr. süt eklenir. Böylece daha az sulu bir besin elde edilmiş olur. Dördüncü ayda 10 gr. olan süt, gitgide artırılır. Böylelikle bütünün içinde su azalır; öyle ki, çocuk 1012 aylık olunca sadece inek sütü alır.
Bu arada en önemli nokta, bütün bu karışımları yaparken gerek sütün, gerek kapların tam sterilize, yani mikroplardan tam arındırılmış olmasıdır, özellikle süt, bir kontrolden geçmeden doğrudan doğruya kapıya gelen bir sütçüden alınıyorsa gösterilecek dikkat daha da büyük olmalıdır. Temizlikte tam bir sterilizasyon elde etmek için basit yapıda biberonlar seçmelidir. Biberon köşeli değil, yuvarlak olmalıdır. Köşeli olanlarda, süt kalıntısı birikir; bu kalıntıda bakteriler ürer; bu da bir sonraki mamayı bozarak hastalıklara yol açar. Yuvarlak biberonlarda ise böyle bir tehlike yoktur.
Lastik emzik de kapaklı olmamalı, süt birikintisi yapacak daralması bulunmamalıdır. Aksi halde aynı tehlike burada da söz konusu olabilir.
Ayrıca, emzikteki deliklerin fazla geniş olmamasına da dikkat etmelidir. Çünkü emme ile yutma eylemleri arasındaki normal uyumu bozmamak, ağıza giren sütün bir süre ağızda kalarak tükürükle temasını sağlamak için, bebeğin emerken bir çaba göstermesi yerinde olur.
Görüldüğü gibi, anne sütünün en önemli yardımcısı inek sütüdür. Fakat inek sütüyle beslenmenin yeteri kadar yararlı olması için yukarıda belirtilen ilkelere uygun davranmak da gereklidir.
Mrb siteniz valla ilgi uyandırıcı, saolun
selam arkadaşlar sayfanız inan ki dikkat çekici, şukuladım
Merhaba herkese bu web sitesi süper ötesi çok güzel, face de paylaştım
Merhaba herkese siteniz inanılmaz çok güzel, paylaşımların devamını bekliyorum