Yeni doğmuş bir çocuk yavaş, ağır bir tempoyla kendini çevreleyen ortama yani dış dünyaya alışmakta, ona uymaktadır. Bu dış dürıya, önceleri çocuğun çevresindeki eşya, cıileşindeki kişiler, yavaş yavaş farkettiği fakat kendisine yabancı nesnelerden henüz ayıramadığı vücudunun bölümleridir.
Önceki bölümlerde yeni doğmuş çocuğun ve süt çocuğunun ilk aylardaki sinir sistemi üzerinde durulurken en tipik refleksler (kollarını kavuşturma, yürüme hareketi refleksleri, Babinsky refleksi vb.) ele alınmıştı. Bu bölümde ise Brunet-Lezine testi denilen ve ilk çocukluktaki psikomo-tör yani ruhsal-hareketsel gelişmeyi ölçen test üzerinde, daha doğrusu bu testin ölçü olarak kullanıldığı hareketler üzerinde durulacaktır.
Yaşamın bu ilki döneminde yapılan testler ancak oransal bir değer taşır; genel anlamıyla bir yönelim göstermekten ileri gitmez. Bu nedenle, çocuğunun psiko-motör gelişme derecesini ölçen anne babaların bu noktayı gözönünde bulundurmaları gerekir.
Bebeklerde Zihin Gelişimi
Bir ayını dolduran bebek birtakım hareketleri yapabilecek duruma gelmiştir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
a) Oturur durumda bir yere dayandırılmışsa, arasıra başını kaldırabilir; fakat tabii bu, ancak birkaç saniye içindir.
b) Yüzükoyun yatırıldığında titreyerek de olsa zaman zaman başını kaldırabilir.
c) Genellikle kıvrılmış ciurumda olan bacakları, yüzükoyun yatırıldığında, birkaç tırmanma hareketi yapmaya başlar.
d) Bebek sırtüstü yatırılır da başının ü-zerinde canlı renkte (kırmızı, mavi vb.) bir plastik halka yavaş ve düzenli biçimde sallanırsa, bebekte bir dikkat başlangıcı sezilir. Bakışlarını bir yandan ortaya kadar götürüp tekrar aynı yana getirdiği böylece halkanın hareketini yanısıra izlediği görülür.
e) Göremeyeceği bir yerde de olsa ya-nıbaşında sallanan bir çıngırağa hemen tepki gösterir.
f) Bakışlarını kendisine bakan, kendisini inceleyen kimsenin yüzü üzerinde durdurabilir, bir süre orada tutabilir.
g) Avucunun içine bir büyük insan parmağı yerleştirildiğinde, bu parmağı güçlü olarak sıkabilir, fakat genellikle elini açıp parmağı bırakmaz.
h) Bir aylık bebekte dil, yani sesli anlatım yalnızca birkaç ufak «gırtlak sesinden öteye gitmez.
i) inceleme sırasında bebek ağlarsa da, inceleyici kendisine yaklaşınca ya da sesini duyurunca ağlamasını keser.
k) Biberonun uzaktan görünce emme hareketlerine başlar. Bu, görme algısına dayanan bir koşullu reflekstir.
Bir ay daha geçince yani iki aylık olunca, bebeğin yeteneklerinde daha ayrıntıya, daha kesine giden bir durum görülür. Yeni yetenekler de ortaya çıkar. Birinci incelemeden beri geçen bir ay sonundaki davranışları dikkatle gözlenerek bebeğin psikomotör gelişmesi üzerinde bir genel yargıya varılır, ikinci ay sonunun başlıca özellikleri şunlardır:
Bebeklerde ikinci ayında görülen psikomotör davranışlar
a) Oturtulmuş durumda bir yere da-yandırılırsa bebek başını bir ay öncekinden daha uzun bir süre dik tutabilir.
b) Yüzükoyun yatırıldığında yalnız başını değil, zorlukla ve ara sıra da olsa, o-muzlarını kaldırır.
c) Sırtüstü yatarken yavaş yavaş oturur duruma getirildiğinde baş* arkaya düşmez, kalkmakta olan bir büyük insan gibi belden yukarı kesimin hareketini izler.
e) Başının üzeninde saflanan renkli halkayı izlerken bakışlarını yalnız tek yandan ortaya götürüp getirmez, bir yandan bir yana tüm hareketi izler.
e) Görüş alanı içinde ağır ağır yürür-yen bir insanı bakışlarıyla izleyebilir.
f) Kendisine yaklaşmış bir insana gösterdiği tepki artık yalnız bakışlarını ona dikmekten ibaret değildir; yüzünde ufak tefek mimikler başlamıştır.
g) Az da olsa, yer değiştirme hareketleri yapar. Yan yatırılmışsa daha doğal bulduğu sırtüstü duruma gelinceye kadar döner.
h) Sesli anlatım «gırtlak sesleri»nden çeşitli seslerin meydana getirdiği fakat tabii anlamsız olan bir seslendirmeye dönüşür.
i) Böyle sesler çıkarırken ya da bir takım hareketler yaporken yanına biri yaklaşırsa hemen durur ve gelen kimseyi dinlemeye hazırlanır.
k) Kendisini inceleyen kimseye karşı tutumuyla annesine olan tutumu arasında bir ayrılık başlamıştır. Annesinin yüzünü görünce, yabancılara yaptığı mimiklerle yetinmez, annesine gülümser.
Bunlar, yaşamın ilk iki ayında görülen psikomotör davranışlardır.
Bundan önceki bölümlerde bir aylık ve iki aylık bebeklerin psikomotör gelişmesinin ölçülmesinde yararlanılan davranışlar görülmüştür. Bu bölümde ise Brunet -Lezine testinin 3 aylık ve 4 aylık çocuklarla ilgili bölümleri ele alınacaktır.
Bu dönemde süt çocuğunun yalnız hareket olanakları artmakla kalmaz, aynı zamanda beyinle daha doğrusu korteks (beynin yüzeysel katı) ile ilgili gelişmelere bağlı olarak gelişmesinde büyük ö-nem taşıyan aşamalar gerçekleşir.
Üçüncü ayın davranışları nelerdir? Ü-çüncü ayda bebeğin hem hareket yetenekleri artar; hem de çevreye gösterdiği tepkilerde bir gelişme olur. Testler hemen hemen bir önceki dönemin aynıdır ama, alınan sonuçlar daha ileri düzeydedir.
a) Oturur durumda bir yere dayandırıldığında bebek başını kaldırır ve arkaya dayayıncaya kadar dik tutabilir.
b) Yüzükoyun yatırıldığında kollarının dirsekten aşağı kesimine iyice dayanarak uzun süre başını ve omuzlarını kaldırabilir.
c) Ellerini kapalı, açık ve yarı açık tutabilir. Avcuna yerleştirilen parmağı kavrar, sıkar ve artık kendiliğinden bırakabilir.
d) Yavaş ve düzgün hareketlerle görüş alanından uzaklaştırılan (ya da görüş alanına yaklaştırılan) bir şeyi, örneğin renkli plastik halkayı yalnız bakışlarıyla değil, başıyla da ve düzenli bir hareketle izler.
e) Hareketli olmayan bir yabancı eşyaya ilgi başlar. Renkli, genellikle kırmızı, bir küp, bebeğin gözlerine aşağı yukarı yarım metre uzaklıkta bir masanın üzerine konulursa bebek bu kübe dikkatle, ilgiyle bakar.
f) «Toplumsal» davranışı da değişmeye başlar; yalnız annesinin yüzünü görünce değil, aynı zamanda testi yapan kimsenin yüzünü de görünce gülmeye başlamıştır artık.
g) Bu dönemde eskiden olmayan bir test aracı işe karışır. Bu da bebeğin battaniye ya da yorganının kaplı bulunduğu çarşaftır. Üç aylık bebek beşiğinin üzerindeki bu ince örtüyü çekip bununla yüzünü örtebilir.
h) Dil konusuna gelince, bebek çeşitli sesleri artık hece gibi birleştirebilir. Artık annelerin «Kendi kendine birşeyler söylüyor» dediği mırıltı, homurtu dönemi başlamıştır.
i) Sırtüstü de yatırı Isa çevresini, hiç değilse görüş alanına giren eşyayı merakla gözler.
I) Ellerinin varlığını bebek bu dönemde farkeder; ellerinin hareketi kendisini ilgilendirir, onlarla oynar, onlarda bir eğlence bulur.
Dördüncü ayın davranışları çok önemlidir. Dördüncü ay bir dönüm noktasıdır. Beyin korteksi yeni bir duygusal-hareket-sel karmaşıklık kazanır; bu da bebeğin çevreye ruhsal tepki göstermesine yeni bir yol vermiş olur. Çevresindeki eşya ve olaylara gösterdiği tepkiler ayrı bir nitelik kazanır, daha kişisel olur, çevreye daha somut bir uyum gösterir. Bu dönemin testinde şunlara bakılır:
a) Sırtüstü yatırılan bebek bacaklarını gergin tutabilir. Bu, ilk üç ayda görülen bükülmeyi sağlayan kasların üstünlüğünün sona erdiğini gösterir.
b) Sırtüstü yatırıldığında bebek başını ve omuzlarını kaldırır; bunu yaparken kendiliğinden oturmak istediği iyice belli olur.
c) Eşyaya karşı tutumu da değişir; ilgisi etkin bir nitelik ‘kazanır, örneğin sallanan halkayı artık gözüyle izlemekle yetinmez, ona doğru bir tutunma hareketi yaparak onu kavramak ister.
d) Sırtüstü yatarak elindeki birşeyi, örneğin bir çıngırağı güçlü biçimde sallayabilir.
e) Önündeki bir masaya konulmuş bir ufak topu gözleyebilir ve dış dünyadan kendine yaklaşmış bir parça olan bu top ilgisini çok çektiğinden, ellerini masaya, kenarına dokununcaya kadar uzatmaya devam eder. Önceleri bakmakla yetindiği dış çevre nesneleriyle doğrudan ilişki kurar.
f) Artık yalnız çarşafı değil, daha kalın ve ağır olan battaniyeyi ya da yorganı çekip yüzünü örtebilir.
g) Çıkardığı seslerin daha toplumsal bir nitelik kazandığı söylenebilir; çünkü bunlarla annesinin ya da kendisiyle uğraşan kimsenin sesine karşılık vermektedir.
h) Bütün canlılar dünyasında yalnız insana özgü olduğu bilinen ya da sanılan gülme, artık bu dönemde diğer mimiklerden açıkça ayırdedilecek biçimde başlar.
i) Mama hazırlığını, biberonunun dol-duruluşunu gören dört aylık çocuk bunun ne olduğunu anlar, anladığını gösterecek gibi tepkilerde bulunur.
Üçüncü, özellikle dördüncü ayın süt: çocuğunun ruhsal gelişmesinde ne kadar ö-nemli bir aşama olduğu görülmüştü. Şurasını tekrarlamakta yarar vardır: Bu ruhsal gelişim bu dönemlerde ancak hareketle değerlendirilebilir, ölçülebilir. Bu nedenle de, bu kadcfr küçük bebekler için ruhsal gelişimden çok ruhsal-hareketsel gelişim deyimini kullanmak doğru olur.
Çocuğun ruhsal-hareketsel gelişimini izlemek, ana-bcıba ve çocuğun doktoru yönünden, ussal yeteneksizliği zamanında teşhis etmeye yarar. Bazan ana-babanın çok beğendiği uslu bir çocuğun hareketsizliği bir zekâ geriliği belirtisidir. Bu tip çocuklar kilo da almazlar. Çok uyurlar. Çevrelerindeki hareketlerle ilgilenmezler.
Elbet bu konuda ancak bir uzman karar verir. Daha önceki çocuklarıyla ya da çocuğunun yaşıtlarıyla yaptığı kıyaslamalarda anne çocuğunun geriliğini saptarsa, yapacağı ilk şey bir uzmana başvurmak olmalıdır.
Dördüncü ayda dış çevreye, çevresindeki kişilere, kendi vücudunun dış çevreden henüz iyice ayırt edemediği hareketli organlarına, ellerine, ayaklarına büyük ilgi göstermeye başlamış olan çocuğun bu ilgisi, daha sonraki aylarda daha büyük a-çıklığcı kavuşur.
Aşağıdaki Brunet-Lezine testinde yararlanılan davranışların beşinci ayda görülenleri sıralanmaktadır.
a) Bir masa üzerine oturtulup da hafifçe tutulursa bebek o durumda kalabilir.
b) Sırtüstü yatarken başının üzerine konulmuş olan bir havludan kurtulmak, o-nu çekip almak için kollarıyla çeşitli hareketler yapar.
c) Eline bir küp dokundurulursa bu küpü kararlı bir davranışla kavrar kendine yaklaştırır ve dikkatle incelenir.
d) Karmaşık işlemler yapma olanakları daha belirgin biçimde ortaya çıkar, örneğin bir elinde bir küp tutarken önündeki masanın üzerinde duran bir başka küpe ilgi ile bakabilir.
e) Kendisine herhangi bir şey, özellikle renkli bir şey verecek gibi yapılırsa hemen ellerini uzatıp o şeyi kapmak ister.
f) Daha önceki dönemde annesine, kendisine bakan kimseye, örneğin bu testi uygulayan pedegoga gülen ve onların yüz hareketlerine yüz hareketleriyle cevap ve-
ren bebek, bu dönemde aynada gördüğü kendi yüzüne de güler.
g) Elinde tuttuğu oyuncak yada bebek, oynarken kolunun yetişebileceği bir yere düşerse tekrar alabilir.
h) Keyfi yerindeyse sevinç sesleri çıkarabilir.
i) Biberonunu emerken elini biberona dayayarak annesine yardımcı olur.
k) Kendisine seslenildiği zaman hemen başını sesin geldiği yere doğru çevirir. Bu da adını ve adı söylenirken genellikle kullanılan ses tonunu tanıdığını gösterir.
Altıncı aydaki davranışlar daha da gelişmiştir.
a) Masanın üzerine bastırılıp tutulursa hemen yıkılmaz; kendi kaslarının gücüyle vücut ağırlığının bir bölümünü taşıyabilir.
b) Sırtüstü yatırılıp başının üzerine bir havlu konulursa, bir ay önce kıpırdanıp kıpırdanıp yerinden oynatamadığı bu havluyu oldukça kolay uzaklaştırabilir.
c) Renkli küpü avucuna alabilmesi için artık küpün eline değdirilmesi gerekli değildir. önüne bırakılırsa-elini uzatıp kendi kendine alabilir.
d) Elinde küpleri tutma becerisi daha gelişmiştir. İki elinde birer küb tutup masanın üzerindeki üçüncü kübü dikkatle gözleyebilir.
e) Tepesine asılmış renkli halkanın gidip gelmesini seyretmekle kalmaz; elini uzatıp yakalayabilir de halkayı.
f) Masayı dikkatle izlemekle yetinmez; kaşığını sert sert masaya vurur. Bazen de kaşığı masanın kenarında bir uçtan bir uca sürterek gezdirir; bunu yaparken sevincini belirten haykırışları duyulur.
g) Hafif bir destek olursa, herhangi bir aşırı çaba göstermeksizin, uzun süre oturur durumda kalabilir.
h) Kendi vücudu konusundaki bilgisi artar; ayaklarını avuçlarına alır ve dikkatle inceler.
i) Oyuncakları ve bebekleriyle oynayarak kendi kendine güler, bir takım sester çıkarır.
k) Çevresindeki kişileri de daha iyi tanır. Aileden olanların yüzlerini yabancılardan ayırd edebilir. Bu nedenle mimikleri ve genel davranışı kendisine eğilip bakan kimseye göre değişir. Bu davranış ayrılığı önemlidir. Çünkü bazen bebek bu psikomotör davranış testini uygulayan kimsenin istediği hareketi yapmaz; fakat aynı şeyi annesi isterse zorluk çıkarmadan yapar. Bu nedenle testlerin annenin yanında yapılması daha doğru olur. Böylece bebek hergünkü normal duygusal ortamındaki tepkilerini belli etmiş olur. Kendisi hakkında daha doğru sonuç çıkarılır.
Yedinci ayda bebek dış çevreye dinamik olarak uyma aşamasına girer. Artık etkin ve girişkendir.. Gördüğü şeylere uzanır; yakınındaysa eliyle kavrar, inceler, bir elinden öbürüne geçirir; eliridekini bir yere vurur; kaldırıp yere atar. Genel davranışları sanki kendi fiziksel ve işlevsel gücünü ölçmek, değerlendirmek istiyormuş izlenimini verir. Dış çevreye olan ve en çok görme algısına dayanan ilk yaklaşımdan ve bunu izleyen dikkatini kendine yöneltme aşamasından sonra, yedinci ayda artık dış çevreye sahip çıkma aşaması başlar. Böylelikle o çevrenin içinde kendisi de etkin olarak yer almaktadır.
Ailedeki o-laylar artık yedi aylık bebeği ilgilendirmeye, onun yaşamından bir parça olmaya başlar. Sesli anlatımı çevresindeki kimselerle ilişkisine göre değişir. Pediyatrinin bu çok önemli alanında önemli çalışmalar yapmış bulunan büyük bilgin Gesell, altıncı ayı dolduktan sonra bebeğin yeteneklerini sınamaktan, başarabildiği hareketleri yapmaktan büyük tad duyduğu sonucuna varmıştır. Bebeğin bu ilgisi, bir süre dikkatini dış dünyadan kendi üzerinç çeker. Nasıl dış çevreyi incelemişse, bir süre de kendi varlığını inceler.
Yedinci aydaki davranışlar şöyle özetlenebilir:
a) Bir yere oturtulur ve desteksiz, yardımsız bırakılırsa bebek kısa süre de olsa, kendi kendine böyle durabilir.
b) Bir yere dayatılarak oturtulur, başına gözlerini örtecek biçimde bir bez konulursa, bu bezi çekip indirebilir.
c) Kendiliğinden her avucuna birer küp alır, sıkar.
d) Aşağı yukarı pinpon topu büyüklüğünde; bir topu avucunda sıkabilir.
e) Önüne hafif plastikten tersine çevrilmiş bir fincan konulursa sapından tutup kaldırabilir.
f) Ayna önüne konulursa eskiden yaptığı gibi bakmakla yetinmez kendi gürün-tüsüne dokunur ve okşar.
g) Ayaklarıyla oynar, ağzına götürür.
h) Pek büyük olmayan bir oyuncağı bir elinden öbür eline geçirebilir.
i) Belirli birkaç heceyi (ba-ba, da-da, ma-ma) açık anlaşılır biçimde tekrarlar.
k) Güçlükle, birçok gereksiz hareket yaparak da olsa koyu bir mamayı kendi kendine kaşıkla yiyebilir.
Sekizinci ayın davranışları şöyle sıralanabilir:
a) Sırtüstü yatarken kendiliğinden kalkıp oturabilir.
b) Yüzükoyun yatar ve hafifçe başını, omuzlarını kaldırmış durumdayken başının üzerine konulmuş ve yüzüne sarkan bezi alabilir.
c) Birer avucunda birer küp sıkarken kendisine uzatılan üçüncü küpü almak için hemen el indeki lerden birini yere atıp elini uzatır.
d) Pinpon topunu bütün avcuyla kavra-mgz; büyükler gibi parmaklarını birbirine yaklaştırıp tutar.
f) Mama kaşığı elinden düşerse ya da kendisi atarsa kaşığı arar.
g) Kendi ekseni çevresinde bir dizi dönüş hareketi yâpar; örneğin sırtüstü yatarken yüzükoyun yatışa kolayca geçebilir.
h) Her ne kadar bir anlam verilemezse de, birkaç dizi hece söyleyebilir.
i) Ellerinde tuttuğu şeyleri birbirine vurup gürültü çıkarmaktan çok hoşlanır.
k) İlk oyununu oynar; bu ilk oyun bir çeşit saklambaçtır. Annesi veya testi uygulayan kimse yüzünü bir havlunun arkasına saklayıp birden havluyu çeker ve «Ce!» derse çocuk gülerek, kısa çığlıklar atarak sevincini belli eder. Bununla da kalmaz, o da yüzünü havlunun arkasına saklar ve sonra gülüp birtakım heceler söyleyerek ortaya çıkar; bunu birçok kere tekrarlar.
Dokuzuncu ayın davranışları şunlardır:
a) Artık bir yere dayanarak dik durumda durabilir.
b) Desteksiz oturduğu halde, başına konulup yüzüne sarkıtılmış havluyu çekip atabilir.
c) Tersine çevrilmiş fincanı kulpundan tutup kaldırmakla yetinmez, fincanın altına saklanmış olan küpü de eline alır.
d) Pinpon topunu valnız başparmak ve işaret parmağını kullanarak alır.
e) Çıngırağı eline alır ve sesini duymak için sallar.
f) Tepesinde sallanan renkli hal’kgyı değil de, bunun bağlı olduğu sicimi yakalar.
g) Koltuklarından tutulursa güçsüz de olsa birkaç adım atar.
h) İki heceyi yan yana getirip kimi anlam taşıyan kelimeler (baba, mama vb.) yapar.
. i) Çok duyduğu birkaç kelimeye karşı bunları tanıdığını belli tepkileri gösterir.
k) «Teşekkür ederim», «günaydın»,’ «allahaısmarladık» anlamlarında yüz hareketleri yapar ve bazı heceler söyler.
Onuncu ve on beşinci aylar arasında bebeğin nöropsişik (sinirsel-ruhsal) gelişmesi çok önemlidir; çünkü çocuk bu dönemde aile birliğinin etkin bir üyesi olmaktadır. Çocuk bu dönemde büyüklerin basit hareketlerini taklide çalışır başkalarıyla oynamak ister, ailenin belirli saatlerini, âdetlerini tanır, bilir. Eşyayı tanımakta dudaklarından yararlanması eski önemini kaybeder; elleri öteberiyi tutmakta, evirip çevirmekte daha becerikli olur.
Onuncu aydan onbeşinci aya kadar çocukta ruhsal-hareketsel gelişme
Onuncu ay dolduktan sonra çocuğun dış çevreyi tanımasındaki hız azalır; fakat artık daha derine inerek herşeyi bileşken-leriyle, başka bir deyimle, analizini yaparak öğrenmektedir. Hızı azalan, eskisi kadar göze çarpmayan bu öğreniş gerçekte daha köklü bir öğrenme yöntemidir.
Onuncu ayı izleyen aylarda çocuk daha önce öğrendiklerini, edindiği yetenekleri pekiştirir. Tabii aynı zamanda yeni bilgiler de edinilir.
Gelişme ölçüsü olarak kullanılan çeşitli testler ve bu arada bundan önceki bölümlerde örnek olarak verilen Brunet-Lezine testi, çocuğun gelişmesini izleme temposunu değiştirirler. Artık her ay çocuğu sınayacak denemeler yapmaya gerek yoktur. Denemeleri üç ayda bir yapmak yeter-lidir.
Aşağıda onuncu ayda uygulanmasına başlanacak, daha doğrusu çocuğun gelişimini değerlendirmede yararlanılacak davranışlar verilmektedir: Onuncu ve onikinci aylarda çocuk şu hareketleri yapabilir:
a) Çocuk artık bacaklarının üzerinde uzunca süre dikilip durabilir. On iki aylıkken kendi kendine yürüyebilir. Kendi başına parkının çubuklarına tutunarak ayağa kalkabilir, (tabii çocuğa yürürken yardım etmek gerekir).
b) Parmak hareketlerinde işbirliği, u-yum daha ustalık kazanır; artık elindeki iki küpden hiçbirini bırakmaksızın bir ü-çüncüyü alabilir.
c) Küçük küpleri bir yerden alıp bunları kaba doldurabilir. Artık ellerini yalnız bir şeyi kavrayıp sıkmakta kullanmamakta, gevşetmeyi de becerebilmektedir.
d) Büyüklerin çay karıştırmalarını, kaşığın sesini duymak için taklit eder.
e) Kendisine örnek olan olursa, on iki aylık bebek önündeki masaya konulmuş kâğıda birşeyler karalamaya başlar.
f) 11-12 aylar arasında basit emirlere cevap verebilir. Örneğin elinde tuttuğu o-yuncak istenirse güçlük çıkarmadan uzatır.
g) Artık duruş dengesi epeyce düzeldiğinden yere düşen oyuncağını yavaş yavaş eğilerek alabilir.
h) Sesli anlatıma gelince onuncu ayda sessizlerden seslilere geçiş başlar. Artık «baba» ve «mama»dan başka iki-üç kelime daha söyleyebilir. Bunlardan biri çoğunlukla «anne»dir. Tabii bunları oldukça değişik telâffuz eder. Kelimelerin tam anlamını bilmemekle beraber, çeşitli kelimelere ayrı ayrı tepki göstermesi bunların hep aynı şey olmadığını kavradığını ortaya koyar.
i) Yasaklamaları anlar ve «yapma!» denildiği zaman yapmakta olduğu şeyi yarıda bırakır.
k) Kendisini güldürhnüş olan şeyleri tekrarlar. Bu da topluma karışma sürecinde ilerlediğini gösterir.
On beşinci ayda çocuğun tepkileri şöyle sıralanabilir:
a) Yalpalasa da, sık sık düşse de yardımsız yürüyebilir. Zaten düşünce çoğu zaman kendiliğinden kalkar.
b) Plastik küpleri üstüste koyup ufak kule yapabilir. Tabii böyle bir şeyi yapabilmesi için önceden kendisine bir örnek gösterilmiş olması ve «Haydi sen de yap!» denilmesi gerekir.
c) Yine böyle örnek verilir ve kendisinin de yapması işaret edilirse, bir şişenin ağzından içeri bir bilye atabilir.
d) Üzerinde çember, üçgen ve kare biçiminde oyuklar bulunan bir ufak tahtanın çember oyuğuna uyan yuvarlağını, yerine yerleştirebilir. (Ancak daha önce bu işlemin nasıi yapılacağı kendisine gösterilir).
e) Artık kâğıda yaptığı karalamalar taklit olmaktan çıkar. Çocuk kendiliğinden birşeyler çizer.
f) Kendisini ilgilendiren bir şeyi sopayla çekip yaklaştırabilir.
g) Merdivene konulup da çıkması istenirse dört ayak üzerine tırmanır.
h) Baba ve anne kelimelerinden başka en az üç kelimeyi anlaşılır biçimde söyler.
i) önüne konulan çeşitli şeylerden biri, özellikle kendini ilgilendiriyorsa ya da mama vakti önüne aralarında biberon da bulunan öteberi konulmuşsa parmağını o istediği şeye uzatır; bu arada yüzünde hareketine yardım eden bir mimik vardır.
k) Su dolu bardağı iki eliyle tutup içmeye çalışır; tabii suyun çoğunu yere döker, fakat kendisine yardım edilmesini de istemez. İstememesinin nedeni kısa süre öncesine kadar beceremediği bu hareketi yapabilmekten büyük tat duymasıdır.
Bundan önceki bölümlerde görüldüğü gibi çocuğun psikomotör gelişmesini ölçmekte kullanılan Brunet-Lezine testi, dokuzuncu aydan sonra, her ay için ayrı değil, fakat üçer aylık davranış dizileri halinde saptamıştır. Böylece on sekiz aylıklar için bir test dizisi, yirmi bir aylıklar için bir test dizisi vb. vardır.
On sekizinci aydan otuzuncu aya kadar çocukta ruhsal – hareketsel gelişme
On sekizinci ayda çocuğun gelişmesi şu aşamaya varır:
a) On sekiz aylık çocuk örnek gösterilirse lastik topa ayağıyla vurabilir.
b) Topu iki eliyle kavrayıp karşısındaki «At!» diyen kimseye dengesini pek kaybetmeden atabilir.
c) Küplerle yaptığı kule artık daha düzgündür, daha dengeli durur.
d) Üzerinde oyuklar olan deney tahtası önce yuvarlak oyuğu sağda olarak önüne konulur, sonra da sola gelecek biçimde döndürülürse, bebek yine de küçük çemberi doğru olarak yerine yerleştirmeyi becerir. Bu deney, yer değişikliğine uyabildiğim gösterir.
e) Kalın ve sert yapraklı, içinde iri ve renkli resimler olçın bir kitap verilirse çocuk ilgiyle sayfaları çevirip resimlere bakar.
f) Resimler^ bakmakla da kalmaz; içlerinden ikisini, hiç değilse birini tanıyarak parmağıyla gösterir.
g) Ezlinden iyice tutulursa merdivenleri artık emekleyerek değil, büyükler gibi çıkar.
h) «Baba» ve «anne» kelimelerinden başka en az altı kelimeyi anlaşılır biçimde söyler.
i) Mamasını, çorbasını yerken kaşığı doğru dürüst kullanabilir.
k) Bcızen küçük aptesini etmek için lâzımlığını ister.
Bu son noktayla ilgili olarak sfenkter-lerin denetimi konusundaki bölümde daha ayrıntılı bilgi verilmişti. Gerektiğinde o bölüme başvurulabilir.
Yirmi birinci ayda çocuğun gelişimi ile ilgili testler şunlardır:
a) Yine bir örnek gösterilirse yirmi bir aylık, çocuk yerdeki lastik “topa tam bir tekme savurabilir.
b) Kulelerin gittikçe daha yükseğini yapar; üstüste dört, hatta beş küp koyabilir.
c) Bir örnek gösterilirse küpleri yanya-na dizer, arkasından iterek tren gibi yürütür.
d) Üzerinde oyuklar olan deney tahtası çalışmasında da ilerler. Yalnız çerhber biçimini değil, köşelerinden ötürü yerleştirmesi zor olan kareyi de yerine koyabilir.
e) Geniş ağızlı bir şişenin içine atılmış bilyeyi kendi başına çıkarıp alabilir.
f) Bir oyuncak bebeğin üzerinde yüzün veya vücudun en az üç yerini (burun, ağız, kol vb..) doğru gösterebilir.
g) Merdiven çıkmakla kalmaz, elinden tutulunca inebilir de.
h) Açmak istediği kapının tokmağına yetişebilmek için sandalyeye tırmanabilir.
i) İki kelimeyi birleştirerek ilk cümleleri yapmaya başlar.
k) Gereksindiğinde su ya da yiyecek is-teı.
İki yaşındaki çocuğun ulaştığı gelişme şöyle belirlenir:
a) Yirmi dört aylık çocuk topun arkasından isteye isteye, ne yaptığını bilerek koşar.
b) Altı küpü üstüste koyarak yaptığı kule dengede durur; bu deney el yeteneklerinin gittikçe arttığını gösterir.
c) Üzerinde oyuklar bulunan tahtanın bütün parçalarını (çember, kare, üçgen) yerleştirebilir.
d) Yuvarlak bir karalamayla düz bir çizgiyi birbirinden ayırdedebilir.
e) Kendisine iki defa saat resmi gösterilirse İkincisinde saati tanır.
f) Resimli kitaba bakarken en az iki şeyin adını doğru söyleyerek gösterir; dört resmi de ilgisini çektiği için işaret eder.
g) Kendi kendine merdiven inip çıkabilir. Daha önceleri büyüklerin elini tutarken şimdi .korkuluklara tutunur.
h) Kelimelerin orasını burasını değiştirse de, yanlış söylese de çok kelimeli cümleler yapar.
ı) Kendisinden söz ederken adını söyler. «Ahmet bunu istiyor.», «Ahmet top oynuyor.» gibi.
k) Büyüklerin telefon etmek, sigara içmek gibi günlük davranışları taklit eder.
İki buçuk yaşında (otuz aylık) gelişme şu deneylerle saptanır:
a) Tek aycığının üzerinde durmaya çalışır; kısa süre durabilir de.
b) Renkli küplerden yaptığı kule boyuna yükselmektedir; yedi-sekiz küpü üstüste koyup durdurabilir.
c) Üzeri oyuklu tahta hangi tarafından önüne konulursa konulsun.küçük parçalarını kolaylıkla ayırt eder ve sırasıyla yerleştirebilir.
d) örnek gösterilirse küplerden köprü yapmaya başlar..
e) Büyük bir kâğıt verilirse kalemle ya da mum boyayla bir yatay, bir de dikey çizgi kopya edebilir.
f) Resitali kitaptan en az sekiz resim gösterir ve bunlardan en az beşinin adını söyleyebilir.
g) Dökmeden elinde bir bardak ya da düşürmeden hafif bir şey taşıyabilir.
h) Zamirleri (ben, sen) kabataslak da olsa kullanabilir.
i) öğretilirse oyuncaklarının ve kendi giyeceklerinin yerleştirilmesine yardım edebilir.
k) Geceleri altını kirletmemeye başlar, (ancak bu konu için yine, buna ayrılmış bölüme başvurulması gerekir).
merhaba arkadaşlar siteniz inan ki dikkatimi çekti, teraziye tıkladım
merhaba arkadaşlar siteniz inan ki dikkatimi çekti, teraziye tıkladım
selam arkadaşlar web siteniz vallaha billaha hayran edici, saolun
Slm paylaşım valla güzel, teşekkürler
Slm web siteniz ciddiyim hayran edici, paylaşımların devamını bekliyorum
Selam herkese paylaşımınız vallaha billaha hoşuma gitti, facebookta paylaştım
Mrb web sitesi inanılmaz mükemmel, tebrikler
Slm web sitesi harbiden hayran edici, sağolun
selamun aleyküm sayfanız yeminle çok güzel, teşekkürler
selamun aleyküm bu web sitesi süper ötesi güzel, face de paylaştım
selamun aleyküm siten ciddiyim dikkat çekici, sağolun