Okula başlayıncaya kadar beslenme
Bundan önceki dönemde, çocuk hemen yalnızca sütle beslenir; hiç değilse besin sisteminin temeli süttür. Süt o çağdaki çocuğun hemen bütün gereksinmelerini karşılayabilen bir tam besindir. On ikinci a- ya varıldığında yapılan, derece derece değişiklikler sonucu, çocuğun besin rejimin* de artık epeyce bitkisel ve hayvansal besin çeşidi vardır. Bu değişik mamalar, hem daha lezzetlidir; hem de çeşitli besinlerin daha dengeli olarak dağılımını sağlar; vitaminler ve mineraller bakımından daha zengindir.
Fakat bu durum, bir yaşını dolduran bir bebek beslenmede tüm serbesttir ve büyüklerin yediği her şeyi yiyebilir anlamına gelmez. Bu kadar küçük bir çocuğa verilmeyecek, pek çok yiyecek, pek çok içecek şey vardır. Bunlar yıllar ilerledikçe yavaş yavaş çocuğa verilecektir. Ancak, bu yeni besinlere alıştırma böyle derece derece olabilirse çocuğun organizmasına, ileride ruhsal bozukluklar yapabilecek sindirim dengesizliklerine düşmeden çeşitli karma besinleri özümlemesi öğretilebilir.
Bundan önceki besin şemasında olduğu gibi bunda da ana çizgiler bir yol gösterici olarak alınmalı, ama bu ana çizgilerin içinde çocuğun gereksinmeleri, eldeki ola* faklar vb. göz Önünde tutularak birtakım değişiklikler yapılmalıdır. Çünkü her çocuğun birtakım kişisel beğenileri, herhangi bir besine özel sevgisi veya tiksinmesi olabilir.
Birinci yılın sonunda günde iki çorba, i- ki de bisküvili veya unlu sütten yapılmış mamayla beslenen çocuk, on üçüncü aya girince verilenlerin sınırı biraz daha genişletilir.
Bu sıralarda yarım yumurta sarısı rahat sindirilen bir besindir. Bu, genellikle çiğ olarak çorbaya veya irmiğe katılır. Çocuğa yumurtanın akını vermekten kaçınmalıdır. Yumurta albümininin çokluğu, çocukta, gelişigüzel kaşınmadan başlayarak çok daha karmaşık ve tehlikeli allerjik durumlar yaratabilir; kusma, ishal, sivilceler görülebilir. 25-30 gr. kıyma et, her gün verilebilir. Bu et sığır veya tavuk eti olabilir. Et yerine çeşitli yağsız balıklardan da yararlanılabilir. Beyin ve karaciğer de haşlanıp kıyılarak, yine günde 25-30 gr. olmak üzere yedirilebilir. Meyve taze olarak ve soyulup biraz limon ve biraz şekerle birlikte ezilerek verilir ve genellikle çocuk tarafından sevilir.
Dozunu yavaş yavaş çoğaltarak yumurta sarısı yarımdan bire çıkarılır. Ancak bu da haftada ikiyi geçmemelidir. Artık akı da verilebilir. Ancak yalnız pişmiş olarak verilmelidir. Yumurta 8-10 dakika pişirilip katı yumurta olarak verilmelidir.
Etler, sığır, tavuk vb. kıyılmadan parça olarak verilebilir. Çünkü, artık çocuk az da olsa çiğnemeyi öğrenmiştir. Yine aynı nedenle, daha önce bisküvi kullanılan yerlerde ekmek verilebilir. Birçok çocuk, diş çıkarma dönemlerinde diş etlerine sürtmekle zevk duydukları için bisküviden daha sert olan ekmeği tercih ederler. Çok iyi yapıldığından emin olunan salam da, yağlı kısımları çıkarılarak verilebilir.
15-16 aylıkken ara sıra çorbanın yerine verilen makarna, erişte vb. bu dönemde artık sürekli olarak yedirilir. Bir buçuk yaş tamamlanınca, bunlar, biraz taze domates suyuyla pişirilebilir. Domates olmazsa sade suda pişirilir ve üzerine çiğ sıvı yağ ile peynir rendesi gezdirilir. Bitkisel sıvı yağ ve içinde bitkisel katı yağ bulunan margarinin sindirimi tereyağından daha kolaydır.
Sebzelerden patates, havuç, kabak ve fasulye soyulmuş, dilimlenmiş veya ezilmiş olarak çorbaya konulup verilir.
Bu yaştaki çocuğa, severse, günde 30- 40 gr. reçel verilebilir. Çocuğun besin rejimi artık oldukça çeşitli bir nitelik kazanır.bir yaşındayken veya biraz daha sonra kuru meyveler verilebilir. Hatta iyi pişmiş kestane bile yedirilebilir. 2-2,5 yaşındayken çok sevilen fakat türlü sakıncaları olan çikolata da artık bu dönemde verilir. Ancak en ufak bir karaciğer düzensizliği olan çocuğa çikolata vermek doğru olmaz.
Küçüklerin pek sevdiği bir yiyecek olan dondurma da, üç yaşından itibaren veri-lebilir. özellikle esası süt olan dondurma-ların kalori oranı yüksek, besleme yeteneği büyüktür.
Kahvaltıdaki süte çavdar veya malt katılabilir. Kahve, çocuğun sinir sistemine kötü etki yapmıyorsa biraz kahve de
karıştırılır. Kahvenin dokunduğu, çocuğun gece iyi uyumamasından ve gündüzleri sakin kalmamasından anlaşılabilir. Bu gibi durumlarda en doğru davranış çocuğa kahve vermemektir.
Bu yaşta patates kızartmasına başlanılabilir. Genellikle çocuklar bu yemeği çok severler; ancak pek sık yedirmemeli, patates sindirimi düzgün çocuklara verilme-lidir.
Bu yaştan altı yaşına kadar Önemli bir değişiklik yoktur. Tabii, besinlerin çeşitleri gittikçe çocuğun beğenisine uydurulur. Çocuk altı yaşında olunca okula başlayacağından organizma özel bir çaba gösterecek ve bu nedenle kalori ve vitamin ihtiyacı artacaktır. Yine okula bağlı olarak, yemek saatleri ve sayısı da değişir. Çocuk daha çok besin yakar, daha çeşitli besine ihtiyacı olur.
Okul çocuğunun beslenmesi ise, kendine özgü nitelikler taşıdığından bundan sonraki bölümde incelenecektir.
selam arkadaşlar paylaşım süper ötesi güzel, sosyal medyada paylaştım
Merhaba sayfan süper ötesi mükemmel, paylaşımların devamını bekliyorum
Selamın aleyküm paylaşımın inan ki çok güzel, tebrikler
merhaba arkadaşlar siteniz inanılmaz hayran edici, paylaşımların devamını bekliyorum