Ülkemiz, meyve ve sebze üretimiyle çeşitliliği açısından, dünyanın bir numaralı ülkesidir dersem, bana mübalağa yaptığımı kim söyleyebilir? Elbette meyve ve sebze çeşitliliği açısından, hemen hiçbir ülkenin olmadığı kadar zengin bir ülkeyiz. Ancak bu zenginlikten gerektiği gibi yararlanamadığımız da orta yerdedir. Neyi hakkınca işleyip, işçiliğinden ne satıp da gereği üzere ticaretinden istifade edebiliyoruz. Mademki bu konularda o kadar başarılı değiliz, o halde meyve ve sebze tüketme kültürümüzü geliştirmeliyiz.
Meyve ve sebzelerin bolca yetiştiği bölgelerdeki fiyatlarla şehir nüfuslarının yoğunlaştığı bölgeler arasında fiyatlar, anlaşılmayacak kadar büyük farklılıklar arzetmektedir. Ülkemiz hiçbir zaman, meyve ve sebze satış ve dağıtımı konusunda düzenli bir rejim sergileyememiştir. Meyve ve sebzeyi tüketen kesimler, hem pahalı hem de tazelikten uzak meyve ve sebzeleri tüketmek zorunda kalmaktadır. Şim-dilerde bunlara bir de hormonlu ve sentez ürünler eklendi ki evlere şenlik bir curcunanın içindeyiz.
Meyve ve sebze tüketimi konusunda bu kadar yakınmadan sonra, yine de önemli bir meyve ve sebze tüketim kültürü edinmek zorunda olduğumuz da, önemli bir gerçektir.
İnsanlar görürsünüz ki, grip olup burunları damlamaya başladıktan sonra, nâne-limona sarılırlar. Oysaki, bunlar, hastaladıktan sonra değil, hastalanmazdan ve vücudun bağışıklığı bozulmazdan önce tüketilmelidir.
Yine insanlar görürsünüz ki, yakınlarından biri amansız bir derde ya-kalandığında, dağ bayır dolaşıp şifalı otlar ve ısırgan toplarlar. Amansız bir derde duçar olmuş biri için, belki de bunların zamanı çoktan geçmiştir. Eğer yakınlarınızı seviyorsanız, onlar hastalanıp, ümit kesmek üzere olduğunuz anlarda değil, onlann sağlıklı zamanlarında vücutlarının, savunma mekanizmaları ve dirençlilikleri işlev görürken beslenmelerine, meyve ve sebze tüketimlerine, yemeleri gerekenleri yedirmeye, yememeleri gerekenleri de yedirmemeye özen gösteriniz. Meyve ve sebzeyi sevmeyen hiçbir insan yoktur. Ama yakınların meyve ve sebzeyi sevdiremeyen ins~’ türü çoktur.
İnsanlık adına hayırlı bir iş yapmak istiyorsanız, insanlara meyve ve sebzeyi sevdiriniz. İnsanlara meyve ve sebzeyi sevdirmenin elbette pek çok yolu vardır. Meyve ve sebzenin faydalarına önce siz inanırsanız, sonra inandığınızda, kesinlikle başkalarını da inandırırsınız.
Kanseri önleyen veya iyileştiren sihirli bir yemek rejimi mevcut değildir. Ancak doktorlar; sağlıklı beslenmenin, bazı kanser türlerinin önlenmesinde önemli bir şekilde yardımcı olabileceğini bildiriyor.
Son yıllarda kanser ve gıdalar üzerine yapılan bir sürü araştırma; bol bol sebze ve meyve yiyen kişilerin, “akciğer, barsak, göğüs, rahim ağzı, nefes borusu, ağız boşluğu, mide, mesane, pankreas ve yumurtalık kanser- leri”ne yakalanma ihtimalinin, başka kişilere oranla daha az olduğunu ortaya çıkardı.
Bilim adamlarının ulaştığı sonuçlara göre; bol posalı (Posa; sebze ve meyvelerde olduğu kadar ekmek, makama, şehriye, piriç ve diğer tahıllarda da bulunan bir madde de) gıdalardan yiyen kadınların göğüs kanserine yakalanma riski, çok az posalı gıda alan kadınlardan daha azdır. Vejetaryenlerin (etyemez) diğer kişilere oranla, kansere daha seyrek yakalandıkları görülür. Uzmanlar bunun, hiç et yememek anlamına gelmemesi gerektiğini vurgulayarak, az miktarda yağsız etin, sağlıklı beslenmenin bir parçası olabileceğini belirtir.
Beslenme uzmanlan, kanser ris- ‘ni azaltmak için, hangi gıdalann enmesi gerektiği konusunda şu öneklerde bulunur:
Her gün en az beşer porsiyon, ebze ve meyve yiyiniz. Ekmek, ma- arna, kahvaltılık tahıllar, pirinç ve iğer tahıllarla, patates, kuru bezelye e fasulye gibi nişastalı ve yağı az besinlerden, bol bol tüketiniz. Az yağlı ve bol posalı bir yemek rejimi ile düzenli egzersizi birleştirerek, şişmanlığı önleyiniz.
Balık, derisi çıkanlmış tavuk eti ve yağsız et yiyerek, yemek rejimindeki yağ miktarını azaltınız. Kızartmalar, “al-götür” türü yağlı gıdaları, sosis, salam, börek, hamur işi ve pastaları azaltınız. Cips, tatlı bisküvi, yağlı kremalı pastalar ve şişmanlatıcı tatlı- lan, özel günlere saklayıp, her gün yemeyiniz. Ekmeğin üzerine tekli-doy- mamış veya çoklu-doymamış yağlardan (kanola ve ayçiçeği yağı gibi) ya-pılan ezmeleri az miktarda olmak üzere sürünüz. Yemek yaparken; zeytinyağı, kanola yağı, yerfıstığı yağı ve aspur yağı gibi, tekli-doymamış ve çoklu doymamış yağlardan kullanınız. Büyükler ve okula başladıktan sonra, çocuklar için yağı azaltılmış veya az yağlı süt, yoğurt ve peynir kullanınız. Okula gitmeyen çocuklara, normal süt ve yoğurt veriniz.
Beslenme ve gıda uzmanlan; tuzda uzun müddet kalmış gıda maddeleri konusunda: “turşusu yapılmış veya füme edilmiş ve bu sebple çok tuzlu olan gıdalardan uzak durunuz, bu tip ürünler vücuda fayda yerine zarar verir duruma gelmektedir. Bunlar, bazı kanser türlerinde riski arttınr. İçki içmeyiniz. Alkol, ağız boşluğu, nefes borusu, gırtlak ve karaciğer kanserleri riskini arttır” şeklinde açıkla-maktadır.
işte bu yazı tam bana göre, süper..
merhaba arkadaşlar web siten cidden iyi, linkedinde paylaştım
selamun aleyküm sayfan inanki hoşuma gitti, teşekkürler