Antibiyotik nedir – Antibiyotik çeşitleri
• Antibiyotikler bakterilerin gelişmesine engel olan, ama insan organizmasına genellikle zarar vermeyen maddelerdir; bu nedenle insanlara verilmelerinde tehlike yoktur.
BİR BULUŞUN ÖYKÜSÜ
• İlk antibiyotik olan penisilin 1929 yılında bulundu. O tarihlerde İngiliz bakteriyoloji bilgini Sir Alexander Fleming, laboratuvarında, her yerde raslanan bakterilerden stafilokokları üretmekteydi; bu ekimlerden birine, raslantı sonucu bir küf sporu karıştı. Burada gelişen küf Pénicillium
notatum adını taşıyordu ve önceden bilinmekteydi; yeşi1 lekenin çevresi Fleming’in dikkatini çekti, çünkü erimiş gibiydi. Fleming bu Pénicillium dölünü yeni bir besiyerine ekince zatürreye ve bazı beyin zarları iltihaplarına (menenjitlere) yolaçan başka bakteriler üstünde de etkili olduğunu gördü. Pénicillium bakteri topluluklarını uzaktan etkilediğine göre Fleming şu sonuca vardı: Pénicillium, çıkardığı kimyasal bir maddeyi ekim ortamına salmaktadır. Bu maddeye «penisilin» adını verdi. Penisilin organizma için tehlikeli değildir; organizmanın temel savunma öğeleri olan akyuvarlara dokunmaz, ama organizmadaki zararlı bakterilerin gelişmesini engeller.
• Penisilinin kullanılması Fleming’in buluşundan hemen sonra başlamadı. Geniş çapta penisilin üretimine ilk kez 1939’da İngiltere’de başlandı. İkinci Dünya savaşıyla da üretim çalışmaları hızlandı; çünkü yaralıların tedavisi için mikrop önleyici bir ilaca büyük gereksinim duyulmaktaydı.
• Biyoloji açısından incelendikten sonra, antibiyotiklerin kimyasal yapılarına da el atıldı. Önce analizi, ardından da sentezi yapıldı. İlacın küften ?lde edilmesi ya da sentez yoluyla hazırlanması yalnızca maliyet fiyatına bağlıdır. Hattâ, bazı antibiyotikler doğal olarak bulunmadıkları için, yalnız sentez yoluyla hazır-lanmaktadır. Antibiyotiklerin bakterileri nasıl etkilediği günümüzde çok iyi bilinmektedir: Antibiyotikler mikroorganizmalarda normal maddelerin yerini tutmakta ve bunlarla sanki «yarışa» girerek kimyasal tepkimeleri durdurmaktadır. Bunun sonucunda da bakterilerin üremesi olanaksızlaşmaktadır.
• Antibiyotikler giderek daha yüksek dozlarda kullanılmaktadır: Bir bakteri topluluğuna karşı antibiyotik uygulanınca, en dayanıklı olanlar sağ kalarak yeni bir döl oluşturur. 20 yıl içinde Micrococ-cus polygenes’in penisiline karşı direnci l’den 187 000’e çıkmıştır.
ANTİBİYOTİKLERİN DOZU
• Antibiyotiklerin araştırılması sırasında ortaya çıkan sorunlardan biri de doz sorunuydu. Penisilin gibi bir madde saf olarak elde edilmedikçe, çeşitli ortamlarda bulunan bu maddenin niceliği ağırlık olarak belirtilemez. Bu yüzden biyoloji testlerine başvurulur; penisilinle ilgili Heatley testi buna örnek verilebilir.
gelişmesini durduran penisilin miktarına bir Oksford ünitesi denir.- Saf halde 1 miligram penisilin 1 650 oksford ünitesi içerir.
ETKİ ALANI VE ANTİBİYOTİK ÇİZELGESİ
• Bir antibiyotiğin temel niteliği etki alanının genişliğidir. Evrensel antibiyotik yoktur. Her antibiyotik yalnızca birkaç mikrop üstünde etkilidir. Bir antibiyotiğin etki alanı yalın bir deneyle anlaşılabilir.
• Jeloz bir ortamın üstüne uzun bir çizgi halinde penisilin ya da incelenecek antibiyotik dökülür, sonra buna dikey olarak gene çizgi halinde çeşitli mikroplar ekilir. Hangi mikrobun gelişmesi antibiyotik çizgisinden daha uzakta engellenmişse,o mikrop, denenen antibiyotiğe karşı o kadar çok duyarlıdır. Böyle bir deney sonucunda penisilinin yalnız koküsler üstünde değil, kuşpalazı (difteri) basili gibi bazı bakteriler üstünde de etkili olduğu anlaşılır. Buna karşılık tifo ve verem basillerini etkilemez.
• Bunun tersi uygulanarak, bir bakterinin bulunduğu ortama çeşitli antibiyotikler konmasıyla o bakterinin antibiyotik çizelgesi (antibiyogram) de araştırılabilir. Böylece, yüzeydeki erimenin önemine göre, hangi antibiyotiğin o bakteriye karşı daha etkili olduğu belirlenir.
Selamlar paylaşımınız inanki hoşuma gitti, linkedinde paylaştım
Mrb paylaşımın inanılmaz çok iyi, paylaşımların devamını bekliyorum
selamun aleyküm siten gerçekten çok güzel, saolun
Selam herkese web siten yeminle iyi, şukuladım